Güzel kızım,
Ben de küçükken anneme veya babama kızdığımda, darıldığımda, ya da söylemeye çekindiğim birşey olduğumda onlara mektup yazardım. Genellikle de anneme... :)
Armut dibine düşermiş.
Bu sabah kahvaltıya oturduğumuzda, elinde tuttuğun küçük cam kabı yere düşürdün ve tuzla buz oldu. Kızmadım bile aslında. Çok az söylendim, içeri gönderdim seni süpürebilmek için.
O arada bana bu mektubu yazmışsın.
Henüz 5 yaşında; kendi kendine öğrendiğin okuma-yazma ile.
Kalbin, aklından büyük.
Seni çok seviyorum can parçam...
Annen..
03.Haz.2018
Kiraz hanım büyüdü, anne oldu... Bir başka küçük kiraz hanımın annesi oldu... Başımızdan geçen "her telden" hikayeleri paylaştık burada..
3 Haziran 2018 Pazar
Mart 2018 hatırası
17 Mart 2018...
Güzeller güzeli kızım,
Henüz 5 yaşını yeni doldurdun.
Okulda harfleri tek tek öğreniyorsunuz. Hece birleştirme veya okumayı öğrenmediniz, 4 yaş sınıfında idin bu sene çünkü.
Ancak belli ki sen merakın ve aklınla okumayı, yazmayı kendin kavradın.
Geçen akşam sen, ben, baban otururken, ben pür dikkat dizimi seyreder sen de kendi kendine oynarken; baban senin okuyup yazabildiğini farketti. :)
Büyük şok yaşadık.
Son zamanlarda ufak tefek kelimeleri kendi kendine okuyabildiğinin farkındaydık fakat yazabildiğinle ilgili bir fikrimiz yoktu.
Benim gözyaşlarım sel oldu; babansa her zamanki sakinliğini korudu. :)
Şu kelimeleri büyük büyük kağıtlara biz yazdık, sen okudun: Merdiven, gazete, kitap, zürafa, lunapark...
Şu kelimeleri ise biz söyledik sen yazdın: Öğretmen, parmak, bağdaş, paylaşmak, malzeme, kapı...
Büyüyorsun be kuzum...
Hayatta keşfettiğin her yeni şey bizim için ayrı sevinç, ayrı şaşkınlık, ayrı keyif...
Belki hata yaptık bilemem; ödülü desteklemiyor pek çok uzman.
Ancak biz, senin bu güzel sürprizin ile; ertesi günü oyuncakçıdan ne istersen alma sözü verdik.
Senin gözlerin büyüdü: "Ne istersem mi? O büyük, o pahalı demeden mi?" diye sordun durdun :) Ertesi günü oyuncakçıda özgürce dolaşıp kendine oyuncak seçmeni seyretmek görmeye değerdi. Çok küçüklüğünden beri bebeklerine çeşit çeşit kıyafet giydirip çıkarma keyfin var. Buna uygun, böyle büyük bir hediye için gayet mütevazi bir barbie gardrobu beğendin. Severek de oynuyorsun..
Güzelim...
Önünde kocaman bir ömür var.
Sana hep sevgi, mutluluk getirmesini umduğum...
Aklınla yaşa benim güzel kızım.. :)
Güzeller güzeli kızım,
Henüz 5 yaşını yeni doldurdun.
Okulda harfleri tek tek öğreniyorsunuz. Hece birleştirme veya okumayı öğrenmediniz, 4 yaş sınıfında idin bu sene çünkü.
Ancak belli ki sen merakın ve aklınla okumayı, yazmayı kendin kavradın.
Geçen akşam sen, ben, baban otururken, ben pür dikkat dizimi seyreder sen de kendi kendine oynarken; baban senin okuyup yazabildiğini farketti. :)
Büyük şok yaşadık.
Son zamanlarda ufak tefek kelimeleri kendi kendine okuyabildiğinin farkındaydık fakat yazabildiğinle ilgili bir fikrimiz yoktu.
Benim gözyaşlarım sel oldu; babansa her zamanki sakinliğini korudu. :)
Şu kelimeleri büyük büyük kağıtlara biz yazdık, sen okudun: Merdiven, gazete, kitap, zürafa, lunapark...
Şu kelimeleri ise biz söyledik sen yazdın: Öğretmen, parmak, bağdaş, paylaşmak, malzeme, kapı...
Büyüyorsun be kuzum...
Hayatta keşfettiğin her yeni şey bizim için ayrı sevinç, ayrı şaşkınlık, ayrı keyif...
Belki hata yaptık bilemem; ödülü desteklemiyor pek çok uzman.
Ancak biz, senin bu güzel sürprizin ile; ertesi günü oyuncakçıdan ne istersen alma sözü verdik.
Senin gözlerin büyüdü: "Ne istersem mi? O büyük, o pahalı demeden mi?" diye sordun durdun :) Ertesi günü oyuncakçıda özgürce dolaşıp kendine oyuncak seçmeni seyretmek görmeye değerdi. Çok küçüklüğünden beri bebeklerine çeşit çeşit kıyafet giydirip çıkarma keyfin var. Buna uygun, böyle büyük bir hediye için gayet mütevazi bir barbie gardrobu beğendin. Severek de oynuyorsun..
Güzelim...
Önünde kocaman bir ömür var.
Sana hep sevgi, mutluluk getirmesini umduğum...
Aklınla yaşa benim güzel kızım.. :)
2 Mart 2018 Cuma
Özgüven patlaması
Fındık
kızım,
Geçen gün dünya komiği bir olay yaşadık.
Ben dizi izlemeye çalışıyordum (Cuma günleri kendime hak tanıdım J ); sen de babanla birlikte oynuyordun.
İkiniz aranızda konuşup, ara ara da bana soru soruyordunuz.
Baban
soruyor:
“Dileeek,
hangimizin burnu daha küçük?”Ben dönüyorum:
“Cemre’nin...”
Baban
tekrar soruyor:
“Dileeek,
hangimiz daha güzeliz?”Ben dönüyorum:
“Cemre”
Baban
sana sitem ediyor:
“Annen
de hep seni seçiyor ama kızım. Ne sorsak hep senin adını söylüyor, olmaz ki...”
Senden
cevap geliyor:
“Sen
de kim çirkin diye sor baba... Kimin burnu büyük diye sor baba.... “
Gülmekten
yıkıldık,
Halen
hatırladıkça gülüyorum...
Güzel
kızım, tam bir özgüven patlamasısın J
Seni seviyoruz bal kızım...
İyi ki
varsın, iyi ki benim kızımsın... J
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)