12 Ekim 2016 Çarşamba

Kiraz hanım günlükleri - Kurban bayramı 2016


Can parçam, bal kuzum, 


Eylül ayı başında, başbaşa yazlıkta geçirdiğimiz Kurban bayramı tatilinde; o tatlı dillerinden dökülen bazı "incilerini" geçmişe not edebilmek üzere yazıyorum.. 


İncilerin şu şekilde: :) 


* Yaz başında bahçede oynarken arkadaşlarına özenip de aldırdığın bisiklete bir kere dahi binmedin.. Daha doğrusu üstüne oturdun ancak kullanmadın... Pedalları çevirmeye pek gücün yetmedi. Arkadaşlarının önünde bu durumu gururuna yediremediğin için çevirmeyi reddettiğini tahmin ediyorum.. :) Yazın sonuna geldik bu şekilde ve son bisiklet sürme denememizde gene kullanmak istemedin. Geçmişe bıraktığın "inci", bisikletten indikten sonra babana dönüp: "Ben bisiklete binmekte iyi değilim ama arabanın arka koltuğuna oturmakta çok iyiyim değil mi baba?" demen ... :)) 


* Senin yanında yeme düzeninden konuşurken, "Cemre istediği zaman istediği miktarda yiyor." yorumunu yapmamın akabinde, "Eveeet, ben herşeyi yiyorum maşallah!" demen... :)) 

* Başka bir yemek saatinde, ikimiz yedin/yemedin tartışması yaparken bana kızıp "Sen git başlasının annesi ol!" demen... Benim de üzerine "Aaa... E napıyım, şurada bir küçük Mehmet vardı, gideyim bari onun annesi olayım" diye konuyu şakaya vurmamın üzerine: "Sen onun da kafasını şişirirsin!" demen !!! 

* Bir yaramazlık akabinde, babanın sana "yavrum neden böyle yapıyorsun, neden söz dinlemiyorsun, neden bana vuruyorsun..." sorularını sorarken senin ağlayarak "Ama sen bana sürekli Neden, Neden, Neden" diye sorarsan ben kendimi anlatamıyoruum!!!" diye ağlayarak isyan etmen...  

Ah kuzum... Bal kızım... Pamuk ellim... 

Her hareketin beynime kazısam hiiç unutmasam keşke. 

Seni çok seviyorum benim küçük isyankarım, minik aklı akıl dolu can parçam...